Rüzgarlı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu KÜL’den bahseder, Rabbimiz kitab-ı azimüşşanda…Bütün çabalar, bütün bekleyişler,hayaller bir anda yok oluverir.
Hayata daracık bir DSLR objektifinden bakmaktasın..Oysa gerçekler ona sığamayacak kadar büyük-geniş.Yarın Huseyni yollara ne dikmeyi planlıyorsun? Vardığın ortamdan ve seçimden Ebu Süfyanlar mı dikeceksin, yoksa Zeynebi yollarda yeni develer mi büyüteceksin….Belkide birer harici…Bir taraftan bir safa çekilecek, diğer taraftan öbür safa yolların..Kararsızlaşacak fikirlerin…Saf mayana neden nil bulaştırdın hiç sordun mu kendi kendine? Anlamsızlıklar içindesin…A’raf tamı yaşayacaksın, böyle belli belirsiz siluetlere mi benzeyecek düşüncelerin? Bir yürekte iki yol bulunmaz, iki her zaman Tevhide muhaliftir.Yüreğine hem Ebu süfyanları hem de Hüseyinleri ekemezsin-ekemeyeceksin. Belli zaman sonra belirsizleşince düşüncelerin çıkmaz dağlarına koşacaksın ama nafile…Bu herhangi bir yanlış değil ki dönüşü de o kadar kolay olsun… Hele dedim ya meyve zamanı gelince hasat vakti gelince bir adım daha dönülmezliğe atacaksın ayaklarını…O zaman ne yüksek hayallerin işe yarayacak, ne kariyerin ne de yorgunlukların…
Yorumlar
Hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yazın